KÜLTÜR MİRASI ARJANTİN TANGO
Tango, Arjantin’de doğmuş, Avrupa’da büyümüştür, Ülkemizde ise Atatürk’ ün katkılarıyla özdeşleşmiş.
Bu görkemli dans 2009 yılında UNESCO tarafından DÜNYA MİRASI olarak kabul edilmiş, 11 Aralık da Dünya Tango
günü olarak ilan edilmiştir.
TANGO çok renkli, içinde bir çok kültürü barındırır.
Kıtaları bir araya getiren Arjantin Tango, Küba kökenli müzik habanera, Endülüs kültürünün çarpıcı dansı Flamenko, Güney İtalyanların tarantellası, Uruguay’a köle gelen Afrikalılara ait candombe vurguları, Çeklerin polkası, Polonyalıların mazurkası, Macar çardaşı, Almanların kuvvetli marşları, Fransızların duygusal şansonları tangonun zengin müzikal altyapısını oluşturur. Hatta sonraki yıllarda Chopin’in valsleri, Verdi’nin operaları bile Arjantin Tango’ nun içine girer.
Erkek liderlik eden, yön verendir ama aynı zamanda kadının görkemli estetiğini ön plana çıkarabildiği ölçüde başarılıdır. Kadın takip edendir ama aynı zamanda erkeğe ilham
verendir, yani çaktırmadan yönetendir.
Yakın ve kışkırtıcı ama bir o kadar mesafeli ve ölçülüdür. İki bedenin bütünleşmedir ama yanı zamanda kadının kadın, erkeğin erkek karakterini baskın biçimde yansıttığı bir akışta yaşanır Arjantin Tango.
Mucizevidir Arjantin Tango.
Birbirini hiç tanımayan, daha önce birlikte hiç dans etmemiş iki kişinin, sanki yıllardır
birlikte bir koreografi üzerinde çalışmışçasına uyumlu, senkronize dans edebilmesidir,
Özgürdür Arjantin Tango.
Nerde nasıl başladığı değil, neye evrildiği o kadar ilham vericidir ki Tango’ nun, devrimi, özgürlüğü, medeniyeti, kadın-erkek eşitliği, çağdaşlaşmayı anlatır dansın içinde. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni görüntüsünü temsil etmek için özellikle cumhuriyetin kuruluş yıldönümü
kutlamalarında tangoya geniş yer verilmiş, bu müzik Türkiye’nin modernleşme sürecinin müzikal ifadesi olarak benimsenmiştir. İlk yıllarından itibaren cumhuriyet baloları, resmi davetler, nişanlar, düğünler tangosuz açılmaz olmuştur.
Darbe vurulamazdır Arjantin Tango.
1800’li yılların ikinci yarısında doğup, 1900’lu yılların başından itibaren Avrupa’ya yayılan tango
1930’lu yıllardan başlayıp1950’ye kadar Altın Çağı’nı yaşar. 20. yüzyılın ortalarından itibaren ise bir anda devlet yasaklarına maruz kalır. Askeri darbeler tangoya da darbe vurur. Tangonun şarkı sözleri sansürlenir, dans için bir araya gelmek örgütsel bir eylem olarak tanımlanır, ünlü tango kafeler ve kabareler bir bir kapatılır, orkestralar dağıtılır, tango sanatçıları işsiz kalır. Tango dünyada 1980’li yıllardan itibaren yeniden canlanmaya başlar. Arjantin’de cunta ve faşist rejimler
tarafından baskılanan tango, bu kez milli kültürün sembolü olarak tüm dünyaya yayılsın diye desteklenir.
Saygıdır, aşktır, tutkudur, nezakettir, Arjantin Tango.
Kadın ve erkeği gündelik hayattın stresinden çeker alır ve yan yana getirir. Saygıyla, aşkla, tutkuyla tüm nezaketini kullanarak buluşmayı ve veda edebilmeyi öğretir Arjantin Tango. ( tango, tango proyecto, istanbul tango kursu, dans kursu )